Bayramiç – Tohum Takas Şenliği Vol.II

Aradan iki yıl geçtikten sonra, yine Bayramiç’e Tohum Takas şenliğine davet edildik. Davete icabet etmeyi seviyoruz 🙂

Pandemiyle geçen uzuuuuuun zamanın ardından yeniden bir yap-boz oyun alanı kuracak olmak içimizi neşeyle doldurdu ve İzmir’den yola çıkan iki, İstanbul’dan gelip yolumuza çıkan iki ve Çanakkalede bizi bekleyen iki kişi olarak, +6 oyun heveslileri bir araya geldik, ne bulduysak topladık, heyecanımızı, neşemizi, tedirginliklerimizi, hamlığımızı, paylaşmaya ve çoğalmaya duyduğumuz açlığımızı ortaya koyduk. Ortaya güzelce şeyler, oyunlar, deneyimler, girişimler, tanışıklıklar, şaşkınlıklar çıktı:

Kumanda hep çocuklardaydı:

Neyi nasıl kullanacakları onların inisiyatifindeydi ve oyun alanındaki eskici dükkanını daha işlek bir yere taşımaya karar verdiler, fena da para kazanmadılar… Paralar kırışıldı, limonatalar içildi, macunlar, dondurmalar yendi, hint kınasından dövmeler yaptırıldı…

Sergiler açıldı, bu arada parmaklarımız su toplayana kadar kuru boya açarken Oyun işçiliği neydi diye tekrar sorduk : )

Pankartlar hazırlandı:

Hatırlatmalar yapıldı:

Sonuç olarak çok güzel oldu, eğlendik, arkadaşlar edindik, tekrar yapmak için sabırsızlanıyoruz 🙂

Bayraklı – Barış Manço Parkı

İzmir depremi sonrasında çadır alanına dönüştürülen Bayraklı Barış Manço parkında, Çiğli Belediyesi ortaklığı ile bir yap-boz oyun etkinliği gerçekleştirdik. Yakaladığımız bir kaç kareyi videoya dönüştüren Oyna Yap Boz ekibinden Elif Kıyak’a teşekkür ederiz.

Fotoğraflar: Buğra Efem Uslu

Eskişehir Kent Ormanı

1 Aralık Pazar günü, Eskişehir Kent Ormanında bir Yap-boz oyun alanı gerçekleştirdik. Buz gibi soğukta, kendilerince, özgürce oynayan çocuklar ısıttı içimizi… Neler mi yaptık? Yaprakların üzerine atladık, altına saklandık yaprak yağmurunda ıslandık, yaprak savaşı yaptık, keşfettik, ateş yaktık, sohbet ettik, dükkan açtık, kapadık, kaydık, sallandık, döndük, çamura battık, çıktık, kaydık, düştük, kalktık, durup dinlendik, yeniden başladık… Ve bir kez daha dedik ki, dünyayı çocuklara verelim hiç değilse bir günlüğüne!

Büyükada- Ada Düşü Şenliği

Büyükada’da Ada düşü festivali kapsamında kurduğumuz Yap Boz Oyun alanından kareler.Fotoğrafları seçmek oldukça zor oldu 🙂 hepsi birbirinden güzel… Çocukların özgürce oynadığı bu anlara tanıklık etmenin ise tarifi yok!

Leyli Sanat’a katkılarından dolayı teşekkürler!

Bayramiç Tohum Takas Şenliği

“Geçtiğimiz haftasonu hayatımın en süprizlerle dolu günlerini yaşadım. Oysa herşey ne kadar öngörülebilir başlamıştı…

Bayramiç tohum takas şenliğinde çocuklara bir yap-boz oyun alanı kuracaktık. Toprakla çıktık yola, bir gün önceden gittik oraya. Ayfer Göl rehberliğinde Bayramiçte ne kadar çöp varsa, koliler, kağıt branda ruloları, araba lastikleri, plastik kasalar, paletler… Herşeyi topladık kamyonete yükledik alana götürdük… Cumartesi günü ilk gelen çocuklarla başladık oynamaya. Biraz tebeşir biraz boya derken çok geçmeden ısındık oyuna.. Hemen karton koliler dahil oldu ortama, gemi oldular, denizaltı oldular, hatta tank oldular.. Nereden girdi bu savaş makineleri oyunumuza diye sorarken kendime, farkettim ki orası Çanakkale! Savaşı nasıl sokuyorlar hayatlarımızın oyunlarımızın ortasına, yaşamlarımızı eze eze diye düşünürken ben, bir baktım bozmuş çocuklar o oyunu…

Küçüğü büyüğü biraraya gelmişler kocaman bir ev yapmışlar boyuyorlar bulana bulana… Sonra yıkmaya karar verdiler evi, ev tünel oldu, mağara oldu… Sonra harap oldu geriye bir karton ölüsü kaldı…

Nasıl ne ara ne zaman bitti bu koliler hepsi mi parçalandı? Hiç mi kalmadi? şimdi ne yapıcam? Çocuklar sıkılacak gidecek birazdan! Özlem hikaye bu kadarmış. Fin. The end. Nokta… dedim.

Ama öyle olmadı çocuklar o karton ölülerine yeniden can verdiler. Onları parça parça rulolarla kasalarla birleştirdiler , üstüne yattılar, altına girdiler, oynamaya devam ettiler… E tabi rulolar parçalanmaya başladı, kasalar kırılmaya başladı, beni yine bir korku sardı, şimdi ne olacaktı bu sefer bitecekti. Kesin, bitecekti oyun.

Ama bitmedi, parçalanan rulolar dürbünlere teleskoplara, geçitlere ve başka bir sürü seylere dönüşerek reenkarne oldular. Akşam çökerken, çocuklar hala oynarken, dedim ki kendi kendime, çocuklar ne güzel ne harika ne yaratıcı ve esnek… Hiç’ten oyun çıkarıyorlar, kırılana bozulana ağlamıyor ya da şikayet etmiyorlar…

ÇOK basit ve naif bir şekilde kimse hissetmeden, onu başka birşeye dönüştürüyorlar… Simya bu. Çöpler, bitmeyen bir oyuna, eğlenceye, mucizeye dönüşüyor!” *

*Oyun işçilerinden Özlem Arkun’un izlenimleridir.

31Ağustos-1 Eylül 2019